Her neyse, biraz mantık çalışalım. Hayat aldığımız derslerden ibarettir. Kimi zaman dersimizi çalışmış görünürüz, kimi zaman dersimizi alır, geçeriz, kimi zaman da çuvallarız. Bir sınav olmadan ders notları değerlendirilemeyeceğine göre... Öyleyse hayat bir sınavdır.
Mantığı dışlayıp, mistik takılırsak eğer, hayat bir sınavdır lafı çok başka anlamlara çıkar. Diyelim ki, başınıza hep bir çorap örülüyor, siz rahat etmek istedikçe, o çorabın örgüsü bir türlü bitmiyor. Siz de bir şekilde başa çıkıp, yine de şükrediyorsunuz, değil mi? Hayatın sizi sınava çektiğini, sınavı doğru verdiğinizi düşünerek. Ve derken bir sınav, bir sınav daha...
Önümüze her zaman iki şık çıkar, ama her konuda. Siz, hatalı ya da değil, bir tercihte bulunursunuz. Mistizmi bir kenara itip, mantığı yeniden ele alacak olsanız, yaşadıklarınızın temelinde aldığınız hatalı kararın yattığını görürsünüz. Ancak, bu noktada, yine olsa yine yaparım diyorsanız, bir derece yırttığınız söylenebilir. En azından bir nebze olsun teselliniz vardır, yola devam etmeye gücünüz de.
Eh, üstelik sürekli herşeyi de mantık içinde değerlendirmek güçtür. Duygusal davrandığımızda mantığımız kolayca örtülür zaten, insan olmanın zayıf tarafıdır bu. Mutlak doğruya takılmazsanız, sürpriz sonuçlara da katlanırsınız. Bu da en az dünya kupası kadar heyecan vericidir zaten!
:)) eline sağlık, son cümle en sevdiğim oldu! evet, hayatı seçen cesur insanlar; sıradanlığın yatay boyutundan dikeye geçerek kalp ritmiyle yaşıyorlar. Macera, tutku, başarı, bolca acı, kayıp da yaşıyorlar; aşkı da en iyi yaşıyorlar. yani tüm tatları! hayat tüm tatları yaşayınca senin dediğin gibi dünya kupası gibi oluyor. Bu insanlara hep imrenildiği için ya çok sorgulanır ya da yargılanırlar! çünkü yatay(mantık) insanının elinde çoğunluğun da olduğu yaşam haritası var. mutlak mutluluk hazırdır; tıpkı site evler gibi:) hata da yapsalar haritaları olduğu için hemen toparlanırlar. o yüzden onlar çoğunluk... lakin cesur insan bir manzaraya, çiçeğe, doğaya, aşka anlam yüklemeden hissederek baktığı için sona gelse de; Can babanın dediği gibi "dibine kadar yaşadım ulan" diyebiliyor;)
YanıtlaSilBir de bu " dibine kadar yaşamaya hevesli amatör küme oyuncularının soyunma odası repliklerini " yazsalar ne makara olurdu diye düşünmessem çatlarım..
YanıtlaSilDur ya onu ben yazayım bir dahaki blog şeysime..
Neyse ben " hataya hata demem, ısrarla tekrarı olmadıkça " derim başka da bişicikler demem..
Hocam seni iyi itelemiş kakalamışız bu blog şeysine. :) bak ilham perileri uçuşmuş 4 bir kutbunda..
YanıtlaSilGüzel bir kitap adı bile olur bak bu. :)
"Dibine kadar yaşamaya hevesli amatör küme oyuncularının
S O Y U N M A O D A S I R E P L İ K L E R İ
Üstad valla teveccühüne mazhar olmuşuz çok teşekkürler ama bendeki bu tembellik var oldukça uçuşanlar anca pireler olur ( dört ) bir taraflarımda :P
YanıtlaSilŞakası bir yana başladım ufaktan repliklere..
Allahtan benim blogu sizden başka okuyan yok.. Yoksa açılan davalar ya da en hafifinden " ne demek istiyosun sen kardişimler " le uğraşıp dururduk :)